Facebook geçtiğimiz haftalarda düzenlediği F8 konferansında duyurduğu yenilikleri düzenlediği etkinliklerle anlatmaya devam ediyor. Bu etkinlikler kapsamında Facebook Dublin ofisinden gelen muhendis ve yöneticiler Istanbul'da türk geliştiricilerle buluştu. 20 Ekim perşembe günü Suada'da gerçekleşen etkinlikten akılda kalan önemli noktaları özetlemeye çalışacağım.
Genel bir değerlendirme yapmak gerekirse kimi zaman teknik kimi zaman pazarlama anlamında imkanlarin anlatıldığı hem soru cevap kısmında hem de verilen aralarda katılımcıların kafalarındaki soruları sorma fırsatı bulduğu yaralı bir etkinlik oldu diyebiliriz. Suada'nın normalde eğlence mekanı olarak kullanılan kulüp kısmı etkinliğe özel olarak düzenlenerek 200 kişinin rahat bir şekilde takip edebileceği bir oturma ve sahne düzeni oluşturulmuştu. Tüm etkinlik boyunca göze çarpan tek eksik katılımcıların not alabilmesi için bir defter ve kalem hazırlığı yapılmamış olması oldu. Etkinliğin ilk konuşması Facebook Geliştirici Ağı direktörü Ethan Brand'e aitti. Etkinlik boyunca 'Open Graph' nedir, neden ve nasıl uygulama geliştirilir sorularını cevaplamaya çalışacaklarını söyledikten sonra aşağıdaki önemli noktalara değindi:
- İnternetin ilk zamanlarında kullanıcıların kimliklerinin olmadığını ve aradıkları bir bilgiye ulaşmaya çalıştıklarını ama artık herkesin birer sanal kimliğe sahip olduğunu ve bilginin arkadaş çevreleri tarafından kendiliğinden aktığını vurguladı
- Fotoğraf paylaşımı konusunda kullanıcılar için etiketleme sisteminin, yüksek çözünürlük yada fotoğraf düzenleme altyapısından çok daha önemli olduğunu ve bunun da altında sosyal etkileşimin gücünün yattığını belirtti
- Oyunlar konusunda verdiği en büyük ipucu kullanıcıyı uygulamaların merkezine oturtmanın çok önemli olduğuydu. Kullanıcılar kendi resimlerini avatarlarını oyun içerisindeki objelerin üzerinde gördüklerinde daha çok sahipleniyor ve dolayısıyla daha çok oynuyorlarmış
- Yeniliklerden biri olan 'ticker' özelliğini anlatırken, kullanıcıların çok fazla şey yapmak istediğini ama arkadaşlarının yaptıkları herşeyi haber akışlarında gördüklerini bildikleri için spam gibi davranmak istemediklerini, bu nedenle aksiyonların hepsini sağ tarafta daha küçük göze batmayan bir akışa toplama yoluna gittiklerini anlattı
- Timeline için kurduğu cümleler, Zuckerberg'in F8 durumunda kullandıkları aynıydı: temeline = hayatımızın hikayesi
- Son olarak Open Graph'e değinen Ethan Brand artık beğenmenin kullanıcılara yetmediğini ilişkileri tanımlamakta yetersiz kaldığını bildiklerini bu nedenle bir sonraki adima geçerek artık bir müziği arkadaşlarımızla aynı anda beğenmekten bir adım öteye geçip aynı anda dinleyip paylaşabileceğimizi anlattı
Daha sonra sahneye Simon Cross çıktı ve Open Graph ile ilgili daha detaylı bilgileri ve geliştirici arayüzünün kullanımını anlattı. Uygulama geliştirme kısmına değinmeyeceğim ama aşağıdaki noktalar önemliydi:
Yemek molası sırasında Güney Avrupa Online Pazarlama ve Operasyon biriminin başında bulunan Marco Centauro ve Dublin ofisin türk çalışanlarının bazılarıyla sohbet etme fırsatı bulduk. Burada edindiğimiz bir iki önemli bilgi:- Facebook strateji değiştirerek kendi geliştirdiği fbml'den standart html, js gibi dillere geri dönmeye karar vermiş
- Yeni nesil uygulamaları "ilişkiyi sürekli hale getirmek" olarak tanımladı. Yani artık bir sayfayı beğenip bırakmak yerine onunla sürekli bir bağ oluşturacağız.
- Uygulama oluşturma sürecini aşağıdaki dört adımda planlamamız gerektiğini vurguladı:
- Kullanacağınız aksiyon ve etkileşime girecekleri objeleri tanımlayın
- Timeline görünümünü hazırlayın
- Aksiyon ve objeleri ilişkilendirip kullanılabilir hale getirin
- Yayına alın
- Bu kısım bayağı bir teknik geçtiği için dediğim gibi detaya girmeyeceğim ama ilgilenenler için sunumda geçen yenilenmiş kaynak önerileri ve şu anda beta durumundaki versiyonlar:
- Facebook reklam harcamalarında Türkiye'nin dünyanın üçüncü en büyük reklam hacmine sahip
- Dublin ofiste değişik departmanlarda 20 türk çalışıyor ve hallerinden gayet memnunlar
- Timeline'ı marka sayfalarına uyarlamayı şimdilik düşünmüyorlar
Öğleden sonraki kısım önemli ipuçları içeren teknik sayılabilecek sunumlarla geçti diyebiliriz. Mobil ile ilgili sunumu gerçekleştiren Matt Kelly, mobil platformlar için hazırlanan yeni Facebook'un bileşenlerini ve önemli noktalarını aşağıdaki gibi özetledi:
- Farklı platformlarda sağlıklı çalışabilmesi
- Bildirimler, Haber akışı, Kısayollar ve arama bileşenlerine odaklanması
- Mobilde alınan aksiyonların normal web görünümünde Timeline'ımıza eş zamanlı olarak yansıması
Matt'in sunumu bütün etkinliğin en interaktif sunumuydu aslında. Sahnede oluşturduğu mobil uygulamaya mobil cihazlarımızdan dahil olarak ortak ilgi alanına sahip olduğumuz katılımcıları görme fırsatı bulduk.
Bir sonraki sunumda Gareth Morris bize işin oyun tarafından bahsetti. 200 mil. kişinin oyunları kullandığına vurgu yapan Gareth, kullanıcılar için arkadaşlarıyla etkileşime girmenin önemli olduğunu, oyunların geneline baktığımızda en çok küçük profil resimlerini oyunlarda görmenin, sürekliliğin ve arkadaşlarına yardım etmenin kullanıcıları motive ettiğini söyledi. Karşılıklı oynanan oyunlarda arkadaşlarını "yenmenin" ve popüler oyunlara dahil olmanın öne çıktığını, bulmacalı oyunlarda ise en yüksek puana sahip olmanın ve paylaşabilecekleri başarı adımlarının yada hedeflerinin ilgiyi çekmekte başarılı olduğunu anlattı.
Son olarak Tom Elliot Marketing API'yi anlatmak için sahnedeydi. Sosyal paylaşım ve WoM etkisinin üzerinde duran Tom organik paylaşımlar, marka sayfaları ve Facebook reklamlarının birlikte kullanılmasını tavsiye etti. Yine yenilenen arayüz sayesinde reklam yayınlarını otomatik olarak önceden belirlenen kurallar çerçevesinde optimize edebileceğimizi detaylı bir şekilde anlattıktan sonra yeni nesil hedeflemenin Open Graph ile nasıl şekilleneceğini nokta atışı örneklerle açıkladı. Open Graph sayesinde artık turne organizatörleri sık dinlediğimiz sanatçıların konser reklamlarında yada kahve dükkanları sık içtiğimiz bir kahvenin yeni versiyonunu tanıtırken bizi hedefleyebilecekler. Son olarak reklam verirken dikkat edilecek ipuçları olarak çoklu görsellerle test yayınları yapmayı, kampanyaları sık sık güncellemeyi ve sponsor hikayeler dediğimiz reklam modelini uygun kampanyalarda mutlaka tercih etmeyi sıraladı diyebiliriz.
Son sunum Facebook'un partnerlerinden olan izlesene.com'a aitti. Facebook integrasyon süreçlerini anlatan İlkan Çelik'in sunumundan akılda kalanlar 21 milyon türk Facebook kullanıcısının her gün online olduğu, günde 60 dakikasını Facebook'ta harcadıkları ve ortalama 189 arkadaşa sahip olduklarıydı.
Soru cevap kısmından öğrendiklerimiz ise mesajlaşmayı maile alternatif olarak görmedikleri ve Facebook Places ile Foursquare'e rakip olmak gibi bir amaçları olmadığıydı. Bu bölümde sorular biraz yüzeysel kaldı diyebiliriz.
Son olarak tüm gün süren bu etkinlikten çıkan en önemli nokta nedir derseniz çok net bir şekilde: yenilenen arayüz ve Open Graph sayesinden çok az teknik bilgiyle herkes uygulama geliştirebilir diyebiliriz.